SEVGİLİYE

Share Button

Seni çok seviyorum. Gel gör ki sevmeyi beceremiyorum! Alışmamışım hiçbir tene. Kokusu sinmemiş hiç kimsenin ellerime. Ve dudağımda kanı kalmış hep dokunuşların. Isırıkmış meğer öpücük sandıklarım.

İçimdeki karmaşa her an biraz daha ele geçirirken beni, deli gibi korkuyorum şu kapıdan çıkıp gitme ihtimalinden. Gözlerim telaşla gezinirken gözlerinde sağa sola çarpa çarpa ilerliyor kalp atışlarım. Her bakışında bir şeyler sezinliyor gibiydi sanki yakarışlarım.

Durduramıyorum kendimi. İçim içimden taşıyor binlerce acıyla. Ardıma bakmadan kaçıp gitmek istiyorum buradan. Elini uzatıyorsun, tutuyorsun bileklerimden. “Gitme.” diyorsun, çakılıyorum sana. Ayıramıyorum yüreğimi yüreğinden…. Gidemiyorum senden, vazgeçemiyorum. Kalamıyorum da oysa, sıkışıyorcasına doluyor nefesim ciğerlerime,veremiyorum da seni kimselere, bırakamıyorum da!

Ruhum iki ucun arasında savrulup bizi hırpalarken. Sen hep yanı başımda dur. Beni bırakma…

Karanlıkla aydınlığın kesiştiği yerde ellerim vücudumun iki yanında öylesine salınık duruyorum. Birkaç adım atıp uzaklaşıyorum içimdeki senden. Hayaletler sarıveriyor bir anda etrafımı. Yüzümü nereye dönsem yüzler, bakışlarını bana çevirmiş delici bir hatırayla içimden geçiyorlar.

Çocukluğumun gözyaşları akıyor derine derine…. Sayamıyorum çekip gidenleri hayatımdan, tutamıyorum da ellerinden… Korkuyorum kaybetmekten her bağlandığımda. Çözüyorum kendimi, bırakıyorum boşluğa, değersizleştiriyorum hayatımı. Sessizleştiriyorum, sensizleştiriyorum. Susuyorum, sen konuş isterken, karmakarışık oluyorum sen giderken “Gitme!”

Düzensiz duygu yumaklarına dolaşık aklım can çekişiyor gözyaşlarımda. Her defasında koşup gelişini özlüyorum sesime. Alışmanın zorluğunu yaşıyorum, kulağım hep telefonda. Sana özel tanımladığım zil sesini duyuyorum gaipten seslerde. Çalmıyor telefonum sen aramıyorsan ve mesaj haznem boş senden gelmiyorsa yazışmalar. Dımdızlak gidişinin ardında kalakalırken içimde kopan feryatlardan sadece cılız bir ses yükselebiliyor dudaklarıma “Geri dön!”

“Her şey bu kadar basit ve kolay mıydı? Böyle miydi? Bu muydu? Buraya kadar mıydı?” deyişin yankılanıyor zihnimde. Her kaçıp gitme eğilimimde önüme set çeken yüreğin, ellerimi tutan ellerin geliyor aklıma. Gözlerini görüyorum gözlerimde. İçimdeki son kalesi masumiyetin… Bakışların düşüyor yalnızlığıma. Kaçırıyorsun gözlerini gözlerimden ilk defa…

Yoksun ve bir oda dolusu özlem var başımda. Her şey bu kadar basit ve kolaymış. Böyleymiş. Buymuş. Buraya kadarmış. Kendi silahınla vuruyorsun beni. Yığılıyorum ateş ettiğin yerde. Son damlasıydın kanımın, döküyorum. Sahi geri dönmeyecek misin? Gerçekten mi gidiyorsun? Neden susuyorsun? Beni en iyi sen anlardın öyleyse nasıl vazgeçebiliyorsun? “Geri dön!”

Geçmiş travmalarıma ekleniyor verdiğimiz emek ve değer. Daha da sertleşiyor kalbim, ağırlaştığını hissediyorum duygularımın. Taş gibi çöküyorum girdabın en dibine, sen en taze acım kanatıyorsun içimde kabuk bağlamış ne kadar hatıra varsa. Birbirine giriyor kaygılarım tutarsız duygularda. Kuytusu, köşesi yok acı bu bıçak kadar sert, keskin geçiyor yüreğimin üzerinden. Defalarca yaralanıyorum. Darbe üstüne darbe ve bir darbe de senden!                                                                   

Sahi söylesene sen hiç kanamıyor musun?    

Seni çok seviyorum. Gel gör ki sevmeyi beceremiyorum! Alışmamışım hiçbir tene. Kokusu sinmemiş hiç kimsenin ellerime. Ve dudağımda kanı kalmış hep dokunuşların. Isırıkmış meğer öpücük sandıklarım.

GERİ DÖN…

                                                                Ayşen GENCER



Telif hakkı 2020-2023. Tüm hakları saklıdır.

Posted 27 Ağustos 2020 by ayşen gencer in category "Genel

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir