RUTİN

Share Button

Gerçekleri bilirsin ama yapman gerekeni yapamazsın. Yanında yörende hiç kimsen yoktur. Korkar, köşene çekilir ve rutine boyun eğersin. Rutin en büyük düşmanıdır yaşantımızın. Görev insanıyızdır artık. Komutlarla idame ederiz hayatımızı. Kalbimiz acır, ruhumuz boğulur, bedenimiz yenik düşer ama bir adım ötesine geçemeyiz hapsedilmişliğimizin. Kaygıdan bir kafes örer çocukluk travmalarımız. Kırkımızı ellimizi devirsek de acı hep çekildiği yaşta kalır. Büyümeyen bir sancı yoklar apansız içimizi. Mantıksızdır biliriz ama karşı koyamayız. Teslim olmuşuzdur bir kere. Yeni bir adım için heveslenemez, hayal kuramaz, ümitlenemez insan. Savaşmaktan yorgun diz çöker olduğu yere. Rutin tüm boğuculuğuna rağmen en emniyetli yerdir onun için. Yaşama dair risklerin minimize edildiği, en sıkıcı ve durağan olan yerdesindir şimdi. Her gün aynı git-gelin içinde amaçsız, beklentisiz, mutsuz…

Hiçbir zaman tamamlayamayacağını bildiğin, yorucu, tekdüze ve zahmetli bir işi sürdürme çabası içinde azalır, eksilir, körelirsin. Kiranı ve kredi borçlarını ödemeye adadığın ömrün gelecek kaygısından ibarettir. Seni son damlana kadar sıkan, posanı çıkaran o yere geri geri gider ayakların. Şikâyet etsen de kopamazsın. Dibe vurmuşsundur kaç kere ve muhtaç olmanın ne demek olduğunu öğrenmişsindir. Celladına âşık niceleri gibi sado-mazo bir hayatın içinde süregidersin. Çünkü bilirsin, defalarca tecrübe etmişliğin vardır bunu. ‘Akıl veren çoktur ama para veren yoktur.’ En ufak bir ihtiyaç anında yapayalnız kalır, gözden düşer, beceriksiz atfedilir, itilirsin. Burası en korunaklı yerdir senin için. Gelecek kaygısı içinde günü kurtarmanın hazzını yaşar ve dört elle sarılırsın rutinine. Kopmak istediğin yerden yapışırsın ona. Bırakamaz, ayrılamaz, uzak kalamazsın.

Olmak istediğin kişi ve sen arasına sıkışırsın. Kendine ayıracak vaktin yok kadar azdır. Hayat üzerinden akmakta, sen ise ona uzaktan dahi bakamamaktasındır. Geciktirmeden, çabucak yapmak için çırpındığın işler arasında tıkanır, bunalırsın. Her gün bir öncekinin aynıdır. Bilindik bir yalnızlık kol gezer yüreğinde. Hiç kimsenin hiç kimseye dokunacak yeri yoktur. Elleri köle olmuştur başka başka bedenlere, elleri kendini unutmuştur çoktan. Dışarıdaki karanlığa içerideki matemi tercih etmişlerdir. Travmalarından teslim alınmışlar, en savunmasız yerlerinden yakalanmış, sımsıkı kavranmış, tutsak edilmişlerdir. Rutine boyun eğmiş, onu kabullenmiş, onsuz olmaktan kaygı duymuş ancak onu hiç sevememiş, onunla mutlu olamamışlardır.

Ana rahmine düşmekle başlar mücadelemiz. Zavallı bir zigotun döl yatağına tutunma savaşıdır yaşam. Her şeye rağmen var olmak ister insan. Kavgamız kadardır nefesimiz. Heyecanla, hevesle beslenir damarlarımızdaki kan. Her yeni gün yeni bir umuttur ve her nefes yeni bir kavga. İçine kapanmamalı, vazgeçmemeli, boyun eğmemeli insan. Her gün farklı bir sokağından geçmeli hayatın. Durgun, sığ suların bataklıklarına düşürmemeli yolunu. Sığınaklara kapatmamalı, kilitlememeli benliğini. O sığınaklar ki diri diri gömüldüğü mezarlardır hayallerimizin. Kopabilmeli, bitebilmeli, gidebilmeli vakti gelince. Sükûnete indirgememeli yaşama sevincini, fırtınayı sevmeli. Hayat ateşini söndürmemeli korunaklı mağaralarda. Rutine düşmemeli insan. Rutin en büyük düşmanıdır umutlarımızın.

                                                                    Ayşen GENCER



Telif hakkı 2020-2023. Tüm hakları saklıdır.

Posted 27 Ağustos 2020 by ayşen gencer in category "Genel

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir